Ramazan bayramının son günü, kalabalık bir akraba grubu ile kardeşimin kızı Ela Nur’un akika kurbanı için toplandık bu defa. O günün sabahında erken saatlerde kuzunun içerisine iç pilav hazırlanıp dolduruldu ve ekmek fırınına götürülüp pişirildi. Ben hazırlık aşamalarında orada olamadığım için fotoğraflayamadım ama sonrasında kardeşimin eşinden dinlediğim kadarıyla sizlere fikir olması için anlatayım.

Öncelikle kişi sayısına göre ciğerli bir pilav hazırlıyoruz ( fırında da pişeceğini düşünerek çok fazla su ilavesi yapılmadan pişirilmiş, diri bir pilav olmalı). Temizlenen koyunun içerisine daha önce hazırlanıp soğutulmuş pilav doldurulur. Fırın tepsisine yerleştirilen koyun ekmek fırınında en az üç saat pişirilir. Normalde üç saatte pişiyormuş ama bizim koyun pişmemekte inatlaşınca iki saat daha bekletmişler::)) .Meraklanmayın! Bu kadar beklemenin sonunda harika bir lezzetle karşılaşıyorsunuz ve tabir yerindeyse bayılarak yiyorsunuz… Halasının minik kuzusu sağlıklı ve güzelliklerle dolu bir yaşam sürmen dileğiyle Rabbim kabul etsin inşallah…

Söz konusu piknik ve kebap olunca, memlekette gidilebilecek en güzel yer Abdullah yaylasıdır. Yemyeşil çam ağaçlarının altında tertemiz havası ile harika bir yer.Ani yağmur damlalarına ve serin havasına karşı tedbirli gitmeniz de fayda var. Bir de giderken yanınızda yiyecek bir şeyler bulundurun ki orada temin edebileceğiniz yer yok maalesef. Geçen yıllarda okuduğuma göre Metro Ganita firması turizm amaçlı kiralamış ama gittiğimde bu amaçla yapılmış çok fazla yatırım göremedim. Orada yıllardır bulunan otel ve çevresine bile çok fazla bakım yapılmamış.
Yukarıda ki fotoğrafları geçen yıl çekmiştim, görünen çadırları kiralayıp kalabiliyorsunuz.
Hatta şansınız varsa ve mantar zamanına denk gelmişseniz, yaylanın biraz yukarılarına doğru yürüdüğünüzde tadına doyamayacağınız mantarlardan bile toplayabilirsiniz. (Yalnız mantarları iyi tanıyorsanız toplamanızı tavsiye ederim aksi durumda zehirlenebilirsiniz).Yaylanın yolu oldukça bakımlı ve güzel araba ile sorun yaşamadan çıkabilirsiniz.
Olurda yolunuz düşerse ve gitmek isterseniz yukarıdaki fotoğraf yaylanın yolu hakkında bilgi verebilir. Birçoğunuzun memleketlerine giderken geçtiği İstanbul-Samsun karayolu üzerinde bulunuyor girişi ve kısa bir süre sonra yaylaya varıyorsunuz.
Bu gördüğünüz sararmaya başlamış yeşilliklerde pirinç tarlaları. Geçen ay çektiğim bu fotoğrafta henüz yeni olgunlaşmaya başlayan pirinçler şu an evlerinize misafir olmak için fabrika yolundalar, yani onlar için hasat zamanı…
“Abdullah Yaylası; Kargı ilçesinde Çorum’un en yüksek dağı olan Köse Dağı (2050) üzerinde yer almaktadır. Çorum’a uzaklığı 114 km, ilçe merkezine 26 km’dir. İstanbul’u Samsun’a bağlayan ve Osmancık İlçesinden geçen karayoluna 12 km uzaklıktadır. Bölgede trekking (dağ yürüyüşü) ve atlı doğa turizmi yapılabilecek parkur güzergahı Abdullah Yaylası’ndan başlar, Büklü Yolu ve Otuziki Çatal Çam diye bilinen yerlerden geçtikten sonra Oynar Yaylası'nda sona erer. Bu parkur 12 km uzunluktadır. Oynar Yaylası'nda bulunan yangın gözetleme kulesinden dürbünle çevreyi seyredebilirsiniz. Çorum-Osmancık-Kargı yolunu takip edip, Hacıhamza Beldesini geçtikten sonra sola dönülerek ve 12 km daha gittikten sonra Abdullah Yaylası'na ulaşabilirsiniz.” diyor kaynaklar.