Taşınma telaşının ardından yeni evimizde çok fazla kalamadan tatile gitmiştik. İftar sofraları, bayram, okul telaşı derken fotoğrafları paylaşamamıştım.(tatilde beni rahat bırakmayan omuz ağrısı nedeniyle çok fazla fotoğraf çekmekte içimden gelmedi açıkçası.).Çekebildiklerimi de karışık bir kolaj yaparak tek postta yayınlamak niyetim, fotoğraf makinesinin şarjı bittiği için karelere yansıtılamayan bir Riva gezimiz var ki en çok ona üzülüyorum. Oysa Riva sahilinde harika bir gün batımı ve doğumu izlemiştik, nasip…
Kızımın doğum gününde evde değildik memlekette babaannesi, dedesi ve ablaları ile doğum gününü kutladık… Biz taşındıktan on gün kadar sonra tayin isteyip memleketleri Tokat’a yerleşen canım arkadaşım Gülaycığım gitmeden ziyaretime geldi. O gün arkadaşı Talha’nın doğum günü olduğunu kızım hatırlayınca doğum günü pastası hazırladık. Süslemelere kızımın ve yeğenimin isteklerini yansıtmaya çalıştım. Harika saatler geçirip günün sonunda bir daha ne zaman görüşebileceğiz düşünceleri ile hüzünlü bir veda yaşadık…
Kirazların güzelliğine bakar mısınız? Dedemin kendi yetiştirdiği nefis kirazlardan yedik bol bol…
Bir de yabani çileklerin… Anneannemin bahçesinde yetişen bu minicik çilekleri kızımla paylaşamadık desem::))))
Dedemin bahçesinden bir kare… Ve kızılcıklar henüz olgunlaşmamışlardı…
Papatyalar…güller….
Tam on iki yıl aradan sonra Sakarya, hayatımın en güzel birkaç yılına şahitlik etmiş şehir. İçerisinde dostlar olmadan ne kadar yabancı geldin öyle bana…
Anne mutfağın da pişen lezzetlerden bazıları, yoğurtlu semizotu salatası bana diğerleri anneme ait lezzetler…
Canım dostum, arkadaşım Birsenciğimin benim ve kızlarım için hazırladığı lezzetlerden bazıları. On yıl aradan sonra gözlerindeki ışıltının hala aynı olduğunu görmek nasıl mutlu etti bilemezsin…
Ayşe ablamın harika kahvaltı sofrası ve yumuşacık, nefis açmaları. En kısa zamanda tarifini alıp sizlerle de paylaşmalıyım bu lezzeti…
Eminönü’ne gidip mezun olduğum liseyi (gerçi şimdilerde ilköğretim okulu olmuş) ziyaret etmeden ve eşimde yanımdayken ona da göstermeden olmazdı:::)))
Bir İkea gezimiz sırasında kızımın, insanların heyecan arayışlarına ve çılgınlıklarına! şaşırdığının karesi…
Ve… Her gelişin bir de dönüşü var… Gri bulutlar altındaki bir İstanbul sabahı çıktık yola. Yorgunluğumuza iyi gelen ve annemin poğaçalarına eşlik eden çayımız… Aklımızda Kastamonu gezimiz (saatin geç olduğuna karar verip başka zamana ertelediğimiz ) güneşin kızıllığında vardık evimize…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder