30 Kasım 2012 Cuma

Kestane Bahçesi













Yıllar önce bir gazete haberinde Bağcılar belediyesi tarafından Nostalji bahçeleri adı ile bir proje başlatılacağını ve ilçenin adına uygun olarak çeşitli mahallelere meyve bahçeleri yapılacağını okuduğumda Bağcılar da yaşayanlar için çok sevinmiş ama bu kadar başarılı ve devamlı olacağını tahmin etmemiştim açıkçası.





















Bağcılar Belediyesi, Başkan Lokman Çağırıcı önderliğinde, Bağcılar’ı ismine uygun bir hale getirmek için ilk olarak 2006 yılında Üzüm Bağı’nı kurarak Nostalji Bahçeleri Projesi’ni başlattı. Nostalji bahçeleri kapsamında üzüm, kayısı, kiraz, kestane ve en son fındık bahçesi tamamlandı.






















Annemden kayısı, kiraz, kestane bahçelerinin methini duysam da geçen yaz gidip bizzat görene kadar beğeneceğimi düşünmemiştim nedense. Benim sadece Kestane Bahçesini görüp fotoğraflama imkânım oldu, umarım sonra ki ziyaretlerimde diğer bahçeleri de fotoğraflayıp paylaşabilirim. Ailece, çocuklarınızla, arkadaşlarınızla gidip rahatça oturabileceğiniz, pikniğinizi yapabileceğiniz bir yer.






















Fotoğraflar bahçenin güzelliğini anlatıyor zaten. behçede piknik alanları, mangal yapabileceğiniz bölümler, yürüyüş parkuru, spor aletleri, çocuk parkı vs. mevcut, güvenlik görevlileri sürekli kontrol ediyor alanı. Bir de yöresel Kastamonu evi bulunuyor. Hemen hemen her şey düşünülmüş, tek eksik mescit olmaması, benden sonra açıldı mı bilemiyorum, değilse de umarım en kısa zamanda bu eksiklikte giderilir.








Geçenlerde okuduğum bir haberde bahçedeki ağaçların meyve vermeye başladığı yazıyordu, İstanbul’un betonlarla kaplı her ilçesinde böyle projelerin devam etmesi dileğiyle…




21 Kasım 2012 Çarşamba

Anne çeyizi hatırası…














kahvaltı soframıza güzellik kattı…





















Anne şefkati tadında bir gün olsun hepimize!





20 Kasım 2012 Salı

Şeker pancarı





Armutlu tart






 

Geçen ay, dedem bol miktarda armut göndermiş bahçesinden sağ olsun. Çocuklar armutları severek yediler, kalanlar ise zamanla iyice olgunlaşıp, çikolata rengine dönmeye başladı. Ben de kabuklarını soyup küp şeklinde doğradım ve elmalı tart harcında ki gibi pişirdim. Tart hamuru ile de birleşince harika bir lezzet ortaya çıktı.

Baktım armutlu tart pek bir sevildi, kalan armutlarla tekrar iç malzemesi hazırlayıp bu defa sonra kullanmak için dondurucuya koydum. Daha sonra çıkarıp buzu çözülünce aynı tart hamuru ile pişirdim, sonuç yine harikaydı. Ben tartı pişirmeden önce üzerine yine dondurucuda sonra kullanılmak üzere beklettiğim süt reçelinden ilave ettim ki lezzetine lezzet kattı. Süt reçeli tarifimiz için buraya tıklayabilirsiniz, zahmetli gibi görünse de çok kolay yapılıyor ve tartlarınıza lezzet katıyor.Süt reçeli ilave etmeden bile mutlaka yapılması gereken bir lezzet bence…















Malzemeler:






  • 100 gr. erimiş tereyağı

  • Yarım su bardağı toz şeker

  • 1 çay bardağı sıvıyağ

  • 1 su bardağı yoğurt

  • 1 yumurta

  • 1 paket kabartma tozu

  • Aldığı kadar un


İç malzemesi için;




  • 6–7 adet olgun armut

  • Toz şeker

  • Kırılmış ceviz

  • Tarçın


İyice olgunlaşıp çikolata rengine dönen armutlarınızın kabuklarını soyup küp doğrayın. Zaten çok olgunlaştığı için çabucak ezilecekler doğrarken. Bir tavaya alıp şeker ilavesi ile suyunu çeken kadar pişirin. Pişen armutlarınızın içerisine ceviz ve tarçın ilave edip birkaç defa daha karıştırıp ocağın altını kapatın.



Hazırlanması:




  • Erimiş tereyağını derin bir karıştırma kabının içerisine alın.

  •  Şeker ve yumurtayı ilave edip elinizle iyice karıştırın.

  •  Sıvıyağ ve oda sıcaklığında ki yoğurdu ilave edip tekrar karıştırın.

  • Kabartma tozu ve aldığı kadar un ilavesi ile kulak memesi yumuşaklığında bir hamur yoğurun.

  • Hamurunuzdan portakal büyüklüğünde bir parça koparıp dondurucuda bekletin.

  • Kalan hamurunuzu 10 dakika kadar dinlendirip kullanacağınız tepsinizin büyüklüğünde açıp, yağlanmış tepsiye yerleştirin.

  •  Hamurun üzerine hazırlayıp soğuttuğunuz iç malzemenizi yayın.

  • İç malzemesinin üzerine kullanacaksanız süt reçelinizi yayın.

  • Daha sonra dondurucuda beklettiğiniz hamuru rendenin iri tarafı ile rendeleyip iç malzemesinin üzerini kaplayacak şekilde yayın.( Hamur iyice donmamışsa rendelemede zorlanabilirsiniz. Ben rendeleyemediğim bazı yumuşak kısımları elimle çok küçük parçalara bölerek iç malzemesinin üzerine yerleştirdim.)

  • 180 derece önceden ısıtılmış fırında pişirin. Soğuyunca ya da ılıkken dilimleyip servis edin.









16 Kasım 2012 Cuma

Evde erişte yapımı






 

Geçen haftalarda kızların makarna istedikleri bir gün erişte yapmaya karar verdim. Tarifini buraya eklemek için bu defa ölçülü olarak deneyip, yapım aşamalarını da fotoğrafladım. Hava karardığı için piştikten sonra ki halinin fotoğrafı yok. Kış için kurutarak yaptığım zaman paylaşırım inşallah. Sizlerde evde, makarnaya bayılan minikler için uzun şeritler halinde kesip uzun makarnalar yapabilirsiniz.



Malzemeler:




  • 2 yumurta

  • 1 tatlı kaşığı tuz

  • 4 su bardağı HATAP UN

  • Aldığı kadar su (1 su bardağı kadar su)


Hazırlanması:




  • Derin bir kâsenin içerisinde yumurtaları çatalla çırpın.

  • Üzerine tuz ve unu eleyerek ilave edin.

  • Suyu yavaş yavaş ilave ederek sert bir hamur yoğurun.

  • Yoğurduğunuz hamurun üzerini örterek 10–15 dakika kadar dinlendirin.

  • Dinlenen hamuru merdane ile açıp inceltin.

  • İki parmak aralıklarla uzun şeritler kesin.

  • Uzun şeritlerin her birini sırasıyla erişte şeklinde kesin.

  •  Unlanmış tepsiye serip ara sıra karıştırın.

  • Kesme işlemi bitince bir tencere de su kaynatıp makarna haşlar gibi haşlayarak pişirin ve isteğinize göre tüketin.


Not: erişteleri hemen tüketmeyecekseniz, yufka şeklinde açıp, kesmeden önce temiz bir bez üzerinde biraz kurutup daha sonra kesin. Çok fazla da kurutmayın, bu defa da kırılır Benim vaktim olmadığı ve hemen pişireceğim için bolca un serperek kurutmadan kestim. Kurumadığı için keserken zorlanabilirsiniz, unlarsanız çok fazla sorun yaşamazsınız. Ama pişirmeden önce unları hafifçe silkeleyin.Erişte hamurunun sert bir hamur olması gerekiyor.








15 Kasım 2012 Perşembe

Evde patates cipsi yapımı






 

Çocukların çok sevdiği, oldukça pratik ve kolay bir tarif. Ne zaman patates kızartsam bizim evdeki minikler mutlaka cips yapmamı istiyorlar. Daha önce fırında yapılmış halini paylaşmıştım sizlerle bugünde aslına uygun, kızartılarak yapılanını paylaşıyorum. Ben sade olarak yapıyorum ama isteğe göre patateslere farklı baharatlar ilave edilerek hazırlanabilir. Diğerine göre daha fazla yağ içerdiği kesin. Her zaman olmasa da arada yapılabilir diye düşünüyorum. Minikleri mutlu etmenin en kolay yollarından biri…



Malzemeler:




  • Patates

  • Tuz

  • Kızartmak için; sıvıyağ




Hazırlanması:




  • Patateslerin kabuklarını soyup yıkayın ve iyice kurulayın.

  • Kuruladığınız patatesleri çok ince olarak kesin.

  • Tuz ve isteğe göre baharat ilave ederek bol ve çok iyi kızdırılmış sıvıyağda kızartın.

  • Kızartılan cipsleri kâğıt havlu üzerine alarak fazla yağını süzdürün.


Not: dikkat edilmesi gereken nokta patateslerin iyice kurulanıp, çok ince olarak doğranması. Bol ve iyice kızdırılmış yağda kızartılması.








Kuru armuttan meyve suyu














Geçen kış anneannemin gönderdiği kurutulmuş armutları nasıl değerlendireyim diye düşünürken meyve suyu hazırlamak geldi aklıma. Zira evdeki miniklerin en seveceği şekli meyve suyu yapılmış hali olacaktı ve tahmin ettiğim gibi oldu, pek sevdiler. Siz isteğinize göre meyveleri ile beraber tüketebilirsiniz kesinlikle daha faydalı olacaktır.



Malzemeler:




  • 1 büyük kâse kurutulmuş armut

  • 3 büyük kâse su

  • Şeker


Hazırlanması:




  • Kurutulmuş armutları iyice yıkayıp suyunu süzün.

  • Derin bir tencereye alıp üzerine su ve şekeri ilave edin.

  • Kaynamaya başladıktan sonra kısık ateşte 5–10 dakika daha kaynatın ve ağzı kapalı olarak soğumaya bırakın.

  • Suyunu süzüp buzdolabında soğutarak servis edin.

















13 Kasım 2012 Salı

Muhallebi dolgulu kek (Kolay pasta)














Facebook sayfamızda daha önce paylaşmış ve Verda Suyun “anne, çok güzel olmuş pastaaaa!” övgülerini hak ettiğini yazmıştım. Aradan onca zaman geçti, ne oraya ne de bloğa tarifini bir türlü yazamadım. Siz benim tarif yazma yavaşlığıma aldanmayın ve hemen deneyin bu harika pastamızı. İsterseniz sizin ve çocuklarınızın çok sevdiği bir kek tarifiniz varsa onunla da deneyebilirsiniz…























Malzemeler:



Kek için:




  • 4 yumurta

  • 1 su bardağı şeker

  • 1 su bardağı yoğurt

  • Yarım su bardağı sıvıyağ

  • 1 paket kabartma tozu

  • 2 su bardağı HATAP un


Yumurta ve şekeri mikserle çok iyi çırpın. Yoğurt ve sıvıyağı da ilave edip tekrar bir kaç saniye çırpın. Unu ve kabartma tozunu sıvı karışımın üzerine eleyin ve tekrar karıştırın. Yağlanmış ve unlanmış, istediğiniz bir kek kalıbına karışımı boşaltıp eşit şekilde yayın.180 derece önceden ısıtılmış fırında batırdığınız kürdan temiz çıkana kadar pişirin. Kek ılıyınca ters çevirerek kalıptan çıkarıp soğutun.



Not; Ben bu aşamada kekin kalıptan dağılmadan rahat çıkması için, kalıbı ters çevirince kalıbın tabanına nemli bir bez örtüp beş dakika kadar bekletiyorum. Bir süre sonra kek kendiliğinden çıkmış oluyor. Tabi pişirme öncesinde sıvı kek karışımını boşaltmadan kalıbı yağlayıp unlamak gerekiyor. Ben sıvıyağ kullanarak yağlıyorum kalıbı ve sorun yaşamıyorum.







Krema için:




  • 2 su bardağı süt

  • 3 yemek kaşığı HATAP un

  • 3 yemek kaşığı şeker




Süt, un ve şekeri bir tencereye alıp sürekli karıştırarak kısık ateşte muhallebi kıvamına gelene kadar pişirin ve soğutun. İsterseniz ocağı kapatınca muhallebi sıcakken içerisine 1 çay kaşığı tereyağı ve vanilya ilave edebilirsiniz.



Çikolata sos için;




  • 1 su bardağı süt

  • 1 su bardağı su

  • 1,5 yemek kaşığı nişasta

  • 2yemek kaşığı kakao

  • 3 yemek kaşığı şeker

  • 40 gr çikolata


Süt, su, nişasta, şeker ve kakaoyu bir tencereye alın ve sürekli kısık ateşte karıştırarak pişirin. Ocağın altını kapatınca çikolata parçalarını ilave edip ara sıra karıştırın. Kıvamı çok koyu gelirse biraz süt ilavesi ile kıvamını ayarlayabilirsiniz. İsterseniz çikolata miktarını artırarak daha lezzetli bir sos elde edebilirsiniz.



Not; Muhallebi ya da çikolata sosu soğuyana kadar ara sıra karıştırırsanız pürüzsüz ve akışkan bir doku elde edersiniz.

















Hazırlanması:






  • Keki tarifine göre hazırlayıp soğutun. Ortadan ikiye bölün ve içerisini kaşık yardımıyla çıkarın.

  • Bu kısımlara muhallebiyi eşit olarak yayın.

  • Kekin üst parçasını muhallebili kısmın üzerine yerleştirin.

  •  En üst kısma hazırladığınız çikolata sosu dökün ve birkaç saat dinlendirdikten sonra servis edin.

  • Pastanız hemen tüketmeyecekseniz. İçerisinde ki muhallebinin bozulmaması için üzerini bir kek fanusu ile kapatarak buzdolabında bekletmenizi tavsiye ederim.




Not; Eğer buzdolabında bekletirken üzerini kapatmazsanız sos ve kek kurur, lezzeti bozulur.Kek fanusunuz yoksa pastayı koyduğunuz tabağınızdan daha geniş, pastadan da daha yüksek bir kâseyi kekin üzerine fanus şeklinde kapatabilirsiniz:::)))







8 Kasım 2012 Perşembe

Beş çayı sofrası











Geçen ay, arkadaşlarım için hazırladığım sofranın aceleyle çekilmiş bir fotoğrafı. Çay sofralarına menü fikirleri arayanlar için paylaşıyorum…























Menü;















7 Kasım 2012 Çarşamba

Sarı haşhaş kaplamalı - cevizli kurabiye











Bugün ne pişirdin? grubumuzda çok güzel lezzetler paylaşan bir arkadaşımız var; Mutlu gün kurabiyecisi sevgili Aslı. Aslının bir diğer özelliği de çok basit bir keki bile farklı sunum önerileri ile nefis bir pasta görünümüne getirmesi. Birbirinden harika görünümlü, eminim lezzetli de kurabiye ve pastalarını da unutmamak gerekir. Aslının sayfasına ulaşmak için burayı tıklayabilirsiniz. Bu kurabiyeleri de sevgili Aslı paylaştığında çok beğenmiş fakat haşhaşa bulanması nedeniyle biraz çekimser kalmıştım açıkçası. Sonradan yarım ölçü yapıp denemeye karar verdim. Yapım aşaması biraz uğraştırsa da evdekilerin tadına bakıp ta çok beğendiklerini görünce şekil verme aşamasını unutmuştum bile:::))).Ab-ı Hayat’ta bundan sonra sıkça yapılacak lezzetler arasında olacak, bu harika kurabiyeleri mutlaka denemenizi tavsiye ederim…







Tarif için teşekkürler sevgili Aslı!





















Malzemeler:







  • 250 gr. yumuşak margarin ya da tereyağı

  • 1 çay bardağı sıvı yağ

  • 1 su bardağı pudra şekeri (ben toz şeker kullandım)

  • 1 yumurta sarısı ( beyazı dışına)

  • 1 su bardağı ince çekilmiş ceviz

  • Yarım paket kabartma tozu

  • 1 paket vanilya

  • Aldığı kadar HATAP un


Üzeri için; sarı haşhaş, fındık ve çokokrem



Hazırlanması:


  • Margarin (tereyağı),sıvıyağ, şeker, yumurta sarısı, ceviz, kabartma tozu ve aldığı kadar un ile hamur yoğurun.

  • Hamurun üzerini streç filmle kapatarak 20 dk kadar buzdolabında bekletin.

  •  Hamurdan parçalar kopartarak rulo şeklinde yuvarlayın.

  • Yaptığınız ruloları bıçak yardımıyla iki parmak eninde kesin.

  • Yan taraflarını önce yumurta akına sonra sarı haşhaşa batırarak dik şekilde yağlı kâğıt serilmiş tepsiye dizin.

  • 180 derece önceden ısıtılmış fırında pişirin.

  • Soğuyunca üzerine tüp çokokrem sıkın ve fındık koyun.























6 Kasım 2012 Salı

Karadeniz gezisi son bölüm; Soğanlı geçidi, Bayburt, Tokat, Erbaa













 Uzun gölü arkamızda bırakıp, Tokat ve Erbaa’da bizleri bekleyen arkadaşlarımızı ziyaret edip evimize dönmek üzere niyetleniyoruz. Yolu kendimizce kısaltmak için haritada Bayburt üzerinden gidilebilecek bir yol buluyoruz! Yola çıkmadan önce tedbirli davranıp karşı taraftan aynı yolu kullanarak gelen birkaç aileye de yolun durumunu soruyoruz. Onlar buraya alışmış olacaklar ki hiç tereddütsüz olumlu cevap veriyorlar.




















Meşhur soğanlı geçidinin aşılması zor yolları olduğunu bilmeden gönül rahatlığıyla çıkıyoruz yola.

























Yol belli bir yere kadar çok güzel ama yukarılara gidildikçe insanlar, evler, köyler hatta hayvanlar bile kaybolmaya başlayınca acaba doğru yolda mıyız diye düşünmeye başlıyoruz




















Neyse ki maceralı bir yolculuktan sonra Soğanlı Geçidi’nin en yüksek noktasına varıyoruz. Rakım 2333 Soğanlı Geçidi. Yolun arkasında görünen beyazlık gökyüzü değil, o kadar yoğun sis var ki, iki adım ötemizi göremez oluyoruz.































 Not; Yukarıda  ki iki fotoğraf netten alıntı, asıl yayınlanan siteyi bulamadım link vermek için. Sadece soğanlı geçidinin nasıl bir yer olduğunu görmeniz için ekliyorum. Ben sisin yoğunluğundan burayı tam olarak ifade eden fotoğraflar çekemedim.


















Bayburt’a kestirmeden gitmek düşündüğümüz kadar kolay değil, hala yolumuz var gidilecek.60 km’lik yolu yaklaşık 4 saatlik bir sürede geçip Bayburt’a varıyoruz akşam saatlerinde. Kelkit, Köse derken gecenin ilerleyen saatlerinde Alucra’ya varıyoruz, daha fazla yol almayıp burada kalıyoruz. Sabah erken saatlerde yola çıkıyoruz tekrardan, son durağımız olan Tokat’a ve sonrasında Erbaa’ya varmak için.





















Erbaa’da can dostlarla çok güzel bir gün geçiriyoruz. Bizim kadar çocuklarda özlemişler birbirlerini, nede olsa doğduklarından beri geçen yıl arkadaşlarımız Erbaa’ya biz de buraya taşınana kadar hiç ayrılmadılar, hatta aynı sıraları paylaştılar. Öyle iyi geliyor ki orada geçirdiğimiz vakitler onlara da bize de…
















Harika birkaç günün ardından sabah erken saatlerde çıktığımız yolculuğumuzu gecenin ilerleyen saatlerinde tamamlayıp evimize dönüyoruz, yeni maceraların hayallerini kurarak…





















4 Kasım 2012 Pazar

Çikolata soslu kek













Buraya yazmayalı çok fazla zaman olmuş, yeni tarif için gelenler hep eli boş dönmüşler. Yaz başından beri beni bırakmayan rahatsızlıklar, bayram tatili, yoğunluklar, evdeki tadilat işleri derken bilgisayarı açmadığım günler oldu. Bayram tatilinde kısa süreliğine de olsa anne-babamın buraya gelmesi, onlarla vakit geçirmek iyi geldi. Umarım bundan sonra daha sık yazabilirim. Aslında yayınlanmayı bekleyen Karadeniz gezisinin son bölümü kaldı ama ondan önce sizlerle bu keki (pastayı) paylaşmak istedim. Bayram öncesinde gelen misafirlerim için hazırlamıştım bu harika pastayı.

Tarife buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz, buna benzer ağlayan kek/pasta  isimli bir tarif blogda mevcut. Ona ulaşmak isterseniz de burayı tıklayabilirsiniz.

Ayrıca Ab-ı Hayat fan sayfamızı beğenmek ve burada paylaşılmayan güzellikleri de görmek isterseniz buraya tıklayabilirsiniz.







Aileniz ve sevdiklerinizle birlikte güzel bir gün ve hafta geçirmeniz dileğimle…