İstanbul tatilimizde kuzenlerle mini bir İstanbul turu yapalım diye anlaşıp Beyazıt’tan başlamaya karar verince, Süleymaniye camiini ziyaret etmeden gitmek istemedim açıkçası. Hala, bu harika caminin iki adım ötesinde Mahmut paşa’da dört yıl (lise) okuyup ziyaret edemeyişime üzülüyorum. İstanbul’da yaşıyorsanız ya da yolunuz bir gün düşerse mutlaka ziyaret etmenizi tavsiye edeceğim yerlerden…
Süleymaniye Camii, Kanuni Sultan Süleyman adına 1551-1558 yılları arasında İstanbul'da Mimar Sinan tarafından inşa edilmiştir.
Kaya zemine ulaşma ve temelleri tutturma işi üç yıl sürdü. Üç yıl da temel hizasındaki inşaat için çalışıldı. Bundan sonra inşaata bir yıl ara verildi. Bu, temelin iyice oturması, bütün ağırlık binince hiçbir yerinde en ufak bir çöküntü olmaması içindi. Muhteşem eser, temellerin atılmasından sonra bir yıllık bekletme süresi de dâhil olmak üzere sekiz yılda tamamlanmıştır.
Mimar Sinan'ın kalfalık devri eseri olarak nitelendirilen camii, medrese, kütüphane, hastane, hamam, imaret, hazire ve dükkânlardan oluşan Süleymaniye Külliyesi'nin bir parçası olarak inşa edilmiştir. Osmanlı külliyeleri içinde Fatih külliyesinden sonra ikinci büyük külliye Süleymaniye külliyesidir. Külliye İstanbul yarımadasının Haliç, Marmara, Topkapı Sarayı ve Boğaziçi'ni gören ortadaki en yüksek tepesinde inşa edilmiştir.
Süleymaniye Camii, klasik Osmanlı Mimarisinin en önemli örneklerinden biridir. Yapımından günümüze dek İstanbul'da yüzü aşkın deprem gerçekleşmesine karşın, caminin duvarlarında en ufak bir çatlak oluşmamıştır. Dört fil ayağı üzerine oturan caminin kubbesi 53 m. yüksekliğinde ve 27,5 m çapındadır. Bu ana kubbe, Ayasofya'da da görüldüğü gibi, iki yarım kubbe ile desteklenmektedir. Kubbe kasnağında 32 pencere bulunmaktadır. Cami avlusunun dört köşesinde birer minare bulunmaktadır. Bu minarelerin camiye bitişik iki tanesi üçer şerefeli ve 76 m. yüksekliğinde, cami avlusunun kuzey köşesinde son cemaat yeri giriş cephesi duvarının köşesinde bulunan diğer iki minare ise ikişer şerefeli ve 56 m. yüksekliğindedir. Süleymaniye camiinin 4 minaresi olmasının nedeni; Kanuni’nin İstanbul'un fethinden sonraki dördüncü padişah, bu dört minaredeki on şerefenin de Osmanlının onuncu padişahı olduğunun bir işaretidir.
Cami, içindeki yağ lambalarından çıkan kandil islerinin tek bir noktada toplanmasını sağlayan bir hava akımı oluşturacak şekilde inşa edilmiştir. Camiden çıkan isler ana giriş kapısının üzerindeki odada toplanmış ve bu isler mürekkep yapımında kullanılmıştır.
Cami süslemeleri açısından sade bir yapıya sahiptir. Mihrap duvarındaki pencereler vitraylarla süslüdür. Mihrabın iki tarafındaki pencereler üzerinde yer alan çini madalyonlarda Fetih Suresi, caminin ana kubbesinin ortasında ise Nur Suresi yazılı bulunmaktadır. Caminin hattatı Hasan Çelebi'dir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder